Araştırma
sonuçları, firmanın sosyal medya platformları aracılığıyla krizin
etkilerini hafifletmeye yönelik çabalarının yer yer başarılı olmakla
birlikte, kriz yönetiminde daha şeffaf ve empati temelli bir
yaklaşımın uzun vadeli itibar yönetime katkı sağlayabileceğini
göstermiştir.
Araştırma kapsamında çocuk haberlerinin
medyada nasıl yansıtıldığı, hangi kategoriler altında yer aldığı,
çocuklara atfedilen etiketlerin neler olduğu ve kişisel bilgilerinin
nasıl sunulduğu sorularına odaklanılmış; bu doğrultuda içerik
analizi yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda,
çocukların en çok polis-adliye haberleri kapsamında gündeme
geldiği, genellikle “mağdur çocuk” etiketiyle temsil edildiği ve
çoğunlukla ihmal kaynaklı olaylar üzerinden haberleştirildiği
tespit edilmiştir.
Çalışmada Türkiye’de ‘Halkla
İlişkiler ve Tanıtım’, ‘Halkla İlişkiler ve Reklamcılık’, ‘Reklamcılık’
programlarının ders müfredatlarında yapay zekâ ile ilgili derslerin
dağılımları, bu dağılımların devlet ve vakıf üniversitelerinde
farklılık gösterip göstermediği ortaya konulmaya çalışılmıştır.
İçerik analizi tekniği kullanılarak yapılan çalışmada veriler,
üniversite web sayfaları, Bologna bilgi paketleri ve mail yoluyla
ilgili kurumlardan talep edilerek toplanmıştır.
Bu çalışmanın amacı TR
Dizin’de taranan iletişim dergilerinde yapay zekâ kavramının
hangi konu başlıkları altında incelendiğini ortaya çıkarmaktır.
Bu amaca ulaşmak için 1995 - 11 Ekim 2024 dönemini kapsayan
zaman diliminde yapay zekâ ile ilgili makaleler üzerine sistematik
literatür analizi yapılmıştır.
Bu çalışmada,
yapay zekâ sistemlerinin toplumsal cinsiyeti nasıl temsil ettiğini
ve bu temsillerin önyargıları nasıl yansıttığını anlamak amacıyla
feminist teknoloji kuramından yararlanılmıştır. Bu çalışmanın
amacı, yapay zekâ uygulamalarında kullanılan algoritmaların ve
veri setlerinin toplumdaki önyargıları nasıl yeniden ürettiğini
tespit etmektir.