ISSN: 2757-7007 YAYIN ARALIĞI: Yılda 2 kez, 6 aylık dönemler halinde BAŞLANGIÇ: 2020 Haziran YAYINCI: İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi / https://icd.yeniyuzyil.edu.tr/

Yeni Yüzyıl'da
İletişim Çalışmaları Dergisi

İletişim Fakültemiz tarafından çıkarılan “Yeni Yüzyıl’da İletişim Çalışmaları Dergisi”nin 11. sayısını yayımlıyoruz. Bu sayımızla Dergimiz 6. yılına girdi. Geçen beş yıl içerisinde iletişim alanında yapılan ve hakemlerimizden geçen bilimsel makaleleri Türkçe ve İngilizce yayımladık. Gelen makaleler yalnızca Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerimizdeki büyük üniversitelerimizden değil, Anadolu’nun farklı illerinden ve bir kısmı da yeni açılan üniversitelerden geliyor. Bu ise bilimsel çalışmaların Ülkemizin her yöresine yayılması açısından sevindirici…

MAKALELER

DOKTORA ÖĞRENCİLERİNİN METAVERSE HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Metaverse, insanların günlük yaşantılarını ve toplumsal etkinliklerini sanal bir ortamda deneyimleyebileceği bir alan sunar ve internet teknolojilerinin bir sonraki aşaması olarak görülmektedir. Bu araştırmanın amacı, doktora öğrencilerinin metaverse hakkındaki bilgi seviyelerini değerlendirmektir. Ayrıca, doktora öğrencilerinin metaverse’ün mevcut durumu ve geleceği hakkındaki görüşlerini inceleyerek, metaverse’ün bireyler ve toplum üzerindeki potansiyel etkilerini nasıl algıladıklarını anlamayı hedeflemektedir. Araştırma, metaverse’ün mevcut durumu ve etkileri hakkında doktora öğrencilerinin düşüncelerini ayrıntılı bir şekilde keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bu araştırma nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji (olgubilim) deseni kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma, 22 doktora öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen ve uzman görüşleri doğrultusunda revize edilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak elde edilmiştir. Veriler, içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, doktora öğrencilerinin çoğunluğu metaverse’ü “sanal dünya/evren” olarak tanımlamaktadır. Ayrıca, çoğunluk metaverse’ün mevcut durumunu “gelişme aşamasında” olarak değerlendirmiştir. Metaverse’ün gelecekteki potansiyelini ise “sanal platformların dönüşümü” olarak ifade etmişlerdir. Doktora öğrencilerinin çoğunluğu, metaverse’ün bireyleri “sosyal açıdan” etkileyeceğini belirtmiş, toplumu ise “iletişim biçimleri, aile bağları ve sosyalleşme düzeyleri açısından” etkileyeceğini ifade etmiştir. Bu araştırma, metaverse’ün mevcut durumu ve geleceği hakkında sağladığı bilgilerle, metaverse’ün bireyler ve toplum üzerindeki potansiyel etkilerini anlamaya yönelik rehberlik sağlayabilir.

Yazarlar: Ali YAĞCI - Sibel ÇAĞIR

Sayfa No: 95-107

UYUŞTURUCUYA OLAN TALEBİN ÖNLENMESİNDE KURUMSAL İLETİŞİMİN ROLÜ

Uyuşturucu bağımlılığı, bireylerde psikolojik ve sosyal sorunlara neden olur ve bu durum, önemli miktarda kamu kaynağının sağlık sektöründe kullanılmasını gerektirir. Diğer taraftan, bağımlı bireye mensup aileler toplumsal dışlanmaya maruz kalabilir, ciddi güvenlik sorunları yaşayabilirler. Madde bağımlılığı nedeniyle farklı suçların işlenmesi ve bağımlıların uyuşturucu ticaretinin önemli bir unsuru olması tüm toplumu etkiler. Bu bakımdan da yine fazla miktardaki harcamanın, güvenlik ve uyuşturucu ticaretiyle mücadele alanında yapılmasına ihtiyaç duyulur. Madde kullanmasa da uyuşturucuyla ilişkili suçlarda tüm toplum hedef potansiyeli taşır. Bu bağlamda toplum fertlerine ulaşılmasının ve madde bağımlılığının sınırlanmasının yollarından biri, kurumsal iletişim yöntemiyle talebin önlenmesinden geçer. Türkiye’de tütün, alkol, uyuşturucu ve davranışsal bağımlılıklarda, talebin önlenmesine dönük çalışmalar 5 yıllık strateji belgeleriyle yürütülmektedir. Bu çalışmada, uyuşturucuya olan talebin önlenmesi kapsamında var olan hedef ve göstergelerin madde bağımlılığının sınırlandırılmasına yansıyıp yansımadığı, nitel bir araştırma yöntemiyle tartışılacaktır. Anayasa ile kamu kurumlarına verilmiş olan uyuşturucuyla mücadele görevinin tüm başlıklarında, talep önlemeye dönük kurumsal iletişim çalışmalarının sürdürülebilirliğin sağlanması ve yeniden üretilmesi önemlidir. Makalede, uyuşturucuya olan talebin önlenmesind uygulanması gereken ideal kurumsal iletişim faaliyetleri vurgulanmaya çalışılmıştır. Hedef kitlenin olabildiğince geniş tutulması ve sınıflandırılması, hedef kitle profiline göre önleme programlarının hazırlanması, çalışmaların bilimsel bakış açısıyla yapılması, alan araştırmalarından sürekli olarak yararlanılması ve oluşturulacak uygulama metodunun mevzuatla desteklenmesi önerilerimiz arasındadır.

Yazarlar: Dr. İbrahim H. SEYDİOĞULLARI

Sayfa No: 74-94

SOSYAL MEDYADAKİ NEFRET SÖYLEMLERİ: X PLATFORMUNDA BEŞİKTAŞ SPOR KULÜBÜNE YAPILAN NEFRET SÖYLEMLERİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Özellikle 2000’li yıllardan sonra yaygınlaşmaya başlayan internet, insan hayatını büyük ölçüde etkileyen bir kavram olmuştur. İlk başlarda kullanıcıların sadece izleyici ve pasif olduğu internet son yıllarda kullanıcıların içerik üreticisi olduğu ve istediği her içeriği, paylaşımı ve yorumu yapabildiği bir ortama dönüşmüştür. İnternetin uzantılarından birisi olan sosyal medyayla birlikte kullanıcıların iletişimi, etkileşimi ve örgütlenmesi de hızlanmış oldu. Sosyal medya; kullanıcıların diğer kullanıcılarla mesajlaşabildiği, fotoğraf, video paylaşabildiği, paylaşımlar hakkında düşünce ve tutumlarını paylaştığı ve diğer kullanıcılarla ortak gruplar içinde olabildiği internet araçlarından oluşur. Son 10 yılda internet kullanıcıların sayısının artmasıyla doğru orantılı olarak sosyal medya da gelişmiş oldu ve kullanıcı sayısı da gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Sosyal medya platformlarında kullanıcılar istedikleri her şeyi paylaşma özgürlüğünde oldukları için nefret ve aşağılama söylemleri de sıkça karşımıza çıkmaktadır. Nefret, bir kişinin başka bir kişi veya gruba karşı öfke duygusuyla söylemiş olduğu söylemler veya yapmış olduğu davranışlardır. Sosyal medya platformlarından olan X, eski adıyla Twitter, 2011 yılından beri Türkçe olarak kullanılabilmektedir. Bu çalışmada X platformundaki nefret söylemleri içerik analizi yöntemi ile irdelenerek örnek paylaşımlar incelenecek olup elde edilen sonuçlara yer verilecektedir. Bu çalışmanın sonucunda kullanıcıların gerçek hayatta rahat bir şekilde gerçekleştiremediği kin ve nefret söylemini sosyal medyanın olanaklarını kullanarak daha rahat ve hızlı bir şekilde gerçekleştirdiği ve çok fazla kişiye ulaşabildiği görülmüştür.

Yazarlar: Havva Nur SÖNMEZ

Sayfa No: 61-73

MOBILE INSTANT MESSAGING APPS: THE NEW CO-PARTICIPANTS IN FACE ENCOUNTERS IN EVERYDAY LIFE

The existence of smartphones has certainly transformed the way individuals interact with each other in everyday life. This transformation is also evident in face encounters in public space where participants co-exist and interact with their mobile devices while they communicate with others. In this new social environment that intersects with the digital ecology that individuals belong to result in new patterns of behaviour that also change the nature of face encounters today. This study aims at exploring how WhatsApp, as the mostly used mobile instant messaging platform impact the way people interact with each other and how the social rules of conduct are constructed in the existence of continuous flows of information and content leaking into face encounters. The data was obtained from semi-structured in-depth interviews with 25 undergraduate students in Türkiye. The results showed that WhatsApp messages are irresistible during social gatherings, which has led to a new set of social rules of conduct, a new working consensus among interactants in everyday life.

Yazarlar: Öğr. Gör. Dr. Tüge GÜLŞEN

Sayfa No: 44-60

2024 YEREL SEÇİMLER BAĞLAMINDA CHP’NİN #İŞİMİZGÜCÜMÜZTÜRKİYE TEMALI REKLAM FİLMLERİNE YÖNELİK ALIMLAMA ANALİZİ

Çalışmada 2024 Türkiye yerel seçimleri bağlamında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) #İşimizGücümüzTürkiye temalı siyasal reklam filmlerinden toplumsal sorunları konu alan dört reklam filminin izleyiciler tarafından nasıl alımlandığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Stuart Hall’ün kodlama ve kod açımlama teorisine dayanarak, reklamların egemen-hegemonik, müzakereli ve muhalif okuma biçimlerine göre izleyiciler tarafından nasıl değerlendirildiği analiz edilmiştir. Malatya ilinde yaşayan, farklı yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, meslek ve siyasal yaklaşımlara sahip reklam filmi izletilen 10 katılımcıyla birebir derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, katılımcıların reklam filmlerine ilişkin akılda kalıcılık, görsel hatırlama, gerçekçilik, temel mesaj, propaganda unsurları, parti kimliği ve hizmetlerine yönelik izlenimler, duygusal etkiler ve CHP’ye oy verme davranışları ele alınmıştır. Bulgular, katılımcıların siyasal reklamlara yönelik farklı okumalar gerçekleştirdiğini göstermektedir. Özellikle genç ve kadın katılımcıların, egemen okuma biçimini yansıttığı ve duygusal etkilenmelerinin fazla olduğu belirlenmiştir. Bu durumun da seçmen davranışlarının şekillenmesine katkı sağladığı söylenebilir.

Yazarlar: Öğr. Gör. Dr. Yasemin KESKİN YILMAZ - Maşide KARACA

Sayfa No: 29-43

GELENEKSEL TV HABERCİLİĞİNDEN DİJİTAL HABERCİLİĞE DÖNÜŞÜM: BİR ÖRNEK OLAY OLARAK “FATİH PORTAKAL TV YOUTUBE HABER KANALI” İNCELEMESİ

Günümüz haberciliğinde geleneksel medyadan dijital medya mecralarına doğru dikkat çekici bir dönüşümün hız kazandığı görülmektedir. Aktif kullanıcı sayısına göre dünyada en çok kullanılan ikinci sosyal medya platformu olan YouTube kanalları ise hem dünyada hem de Türkiye’de bu dönüşüme öncülük etmektedir. Televizyonun görsel-işitsel içeriği ile sosyal medyanın katılımcı kültürünün birleştiği hibrit bir ortam olarak nitelenen YouTube’da, son dönemde Türkiye’de geleneksel medyada uzun yıllar görev yapmış gazetecilerin gittikçe daha fazla kanal açarak haber yayıncılığı yaptığı göze çarpmaktadır. Bu çalışma, geleneksel gazeteciliğin değişen dinamiklerinde YouTube haberciliğinin oynadığı rolün incelenmesini amaçlamaktadır. Çalışmada bilimsel dayanak olarak ağ toplumu, eşik bekçiliği, dijital cemaatler kavramları ile gündem belirleme kuramları temel alınmıştır. Bu kavram ve kuramların izdüşümleri, nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme yapılan “Fatih Portakal YouTube TV” kanalının üç yöneticisinin açıklamalarında aranarak yorumlanmıştır. Çalışmada, Portakal’ın yönettiği YouTube kanalı ile Fox TV’de sunduğu haber bülteninin karşılaştırmalı içerik analizine de yer verilmiştir. YouTube’un, geleneksel medyaya kıyasla patron ve iktidar sansüründen daha bağımsız bir mecra olarak görülmesine rağmen; izlenme sayısını artırmak için sponsorlar ve reklam verenlere ihtiyaç duyması, SEO kuralları ve bazı sakıncalı kelimelerin kullanımının cezalandırılması gibi unsurlarının gazetecilerin özgürlüğünü sınırlayabildiği sonucuna ulaşılmıştır.

Yazarlar: Tuğrul TUNALIGİL

Sayfa No: 13-28

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA AVUSTURYA-MACARİSTAN MİZAH DERGİSİ WIENER CARICATUREN’DE TÜRKLERİN PROPAGANDA AMAÇLI SUNUMU

Avusturya-Macaristan’da mizah dergileri, yayınladıkları karikatürlerle imparatorluğun kamuoyunun şekillenmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. 1881 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda yayın hayatına başlayan Wiener Caricaturen, çeşitli siyasi karikatürler üzerinden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun dış ilişkilerini okuyucularına yansıtmıştır. Savaş sırasındaki karikatürlerde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yüceltilirken, İtilaf Devletleri ise sert bir şekilde eleştirilmiştir. Bunun dışında dergi, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun müttefiklerine de karikatürlerinde yer vermiştir. Dergi çeşitli sayılarında savaş sırasında Avusturya-Macaristan kamuoyuna Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik çeşitli propaganda mesajları vermiştir. Dergi, Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda Türkleri ‘çaresiz’ şekilde göstermesine karşılık, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefik olması üzerine Türkleri olumlu şekilde resmetmiştir. Bu açıdan derginin Türklere yönelik karikatürleri, savaş sırasında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik propagandasını yansıtması bakımından önem taşımaktadır. Çalışmada Wiener Caricaturen’in Birinci Dünya Savaşı’nda Türkleri konu alan karikatürleri ele alınarak, savaş sırasında Türklerin Avusturya-Macaristan kamuoyundaki sunumunun tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada konuya ilişkin karikatürlerdeki görsel ve yazılı göstergeler, Louis Hjelmslev Gösterge Modeli üzerinden propaganda boyutunda analiz edilmiştir. Çalışmada Türklerin, İngiltere ve Rusya’ya karşı önemli bir rakip ve İttifak Devletleri’nin savaşı kazanmasında da önemli bir müttefik olarak sunulduğu tespit edilmiştir. Bu şekilde derginin Birinci Dünya Savaşı’ndaki Türk temsilleri üzerinden hem The Avusturya-Macaristan-Osmanlı ilişkilerinin geliştirilmesine hem de Avusturya-Macaristan kamuoyunun savaşın kazanılmasına yönelik inancının arttırılmasına çalışıldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Yazarlar: Ferit Arda ARICA - Dr. Öğr. Üyesi Caner ÇAKI

Sayfa No: 1-12

20 ARALIK 2021

Dergimizin web sitesi yayın hayatına başlamıştır