ISSN: 2757-7007 YAYIN ARALIĞI: Yılda 2 kez, 6 aylık dönemler halinde BAŞLANGIÇ: 2020 Haziran YAYINCI: İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi / https://icd.yeniyuzyil.edu.tr/

Yeni Yüzyıl'da
İletişim Çalışmaları Dergisi

“Yeni Yüzyılda İletişim Çalışmaları” dergisinin ikinci sayısıyla karşınızdayız. İlk sayımızın ardından hiç ara vermeden bu sayı için hazırlanmaya başlamıştık. İkinci sayımızda 7 makale yer alıyor. Hepsi değerli olmakla birlikte, kuşkusuz bizi gururlandıran ve sevindiren en önemli çalışma, iletişim dünyasının duayeni Hıfzı Topuz’un “İletişim Özgürlüğü” başlıklı makalesi. Makale, gerçekte, KKTC Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından 2018 yılında kendisiyle yapılan bir dizi röportajdan, kendisinin makale haline getirilmesi için izin verdiği bir söyleşiden üretilmiş. UNESCO’da uzun yıllar çalışmış bir kişinin tarihe ışık tutan bir yazısı; bir anlamda sözlü tarih çalışması... Bu söyleşi dizisinden kendisinin izin verdiği makaleleri yayımlamayı sürdüreceğiz...

MAKALELER

İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ

İletişim hakkı çok önemli bir şey... Daha evvel biz enformasyon diyorduk haberleşme hakkı diyor- duk, söz hakkı diyorduk, düşünce hakkı diyorduk, anlatım hakkı diyorduk. Bu hak önce Fransız İhtilali ile başladı. Daha sonra ise somut olarak “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nde yer aldı. Evrensel bildirgenin 19. maddesinde “...her insanın iletişim hakkı vardır...” der. Bu hak toplanma ve toplantılara katılma hürriyeti, haber verme ve haber alma hürriyeti, özel yaşamı korumak ve kültürel yaşama katkıda bulunmak haklarından oluşur. Bunlar iletişim hakkının parçalarıdır. Daha açık söylemek gerekirse, düşüncelerini açıkça söyleyebilme, saklamadan söyleyebilme, konuşabilme ve başkalarından gelecek haberlere ulaşabilme haklarını kapsar. Haberlere ulaşmak çok önemli bir şey. Tarihsel gelişimi içerisinde bazı devletler insanların haberlere ulaşmasından korkuyorlar; bu hakları kısıtlıyorlar, engelliyorlar... Haberlere insanların ulaşmasını engellemek için engell er koyuyorlar. Buna karşı da önlemler alınıyor. Bu hakkı saptamak için dünya çapında her zaman bir takım gelişmeler oldu.

Yazarlar: 5-7

Sayfa No: Dr. Hıfzı Topuz

İNTERNETTE FİKRİ HAKLAR

İnternet teknolojisindeki gelişmeler; bireysel ve toplumsal yaşamın hemen her alanını etkileyecek boyutlara ulaşmıştır. İnsanoğlu için pek çok kolaylık sağlarken, bir o kadar da sorun yaratmıştır. Çünkü internet teknolojisinin sağladığı her kolaylık; onu kötü niyetle kullanmak isteyenler için de aynı derecede “kolaylık” olmuştur. Bu bağlamda; sanat ve fikir eserlerinin internet üzerindeki dolaşımı ve paylaşımında, hukuki ve yönetsel ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. İnternet ortamındaki en önemli hukuki sorunlardan biri fikri haklarının ihlali sorunudur. Günümüzde iletişim teknolojisindeki hızlı gelişmeyle video, fotoğraf, resim, müzik ya da yazı gibi fikir ve sanat yalnızca birkaç saniye içerisinde, İnternet üzerinde tüm dünyanın erişimine açılabilmektedir. Böylece pek çok içerik, eser sahibinin izni ve hatta bilgisi olmaksızın üçüncü kişilerce kopyalanmakta, çoğaltılmakta ya da benzeri şekillerde eser sahipliği hakları ihlal edilmektedir. Yeni teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorunlara cevap bulmak için yapılan uluslararası toplantılar sonucu ülkeler fikri hak ihlallerini önleyecek yasal düzenlemeler yapmaktadır.

Yazarlar: Prof. Dr. Jale SARMAŞIK

Sayfa No: 8-26

WHATSAPP KULLANIMLAR VE DOYUMLAR: ODAK GRUP ÇALIŞMASI

WhatsApp diğer sosyal medyalar arasında popüler bir yere sahip. Bu popülerliğin sonuçlarından bir tanesi de iletişim numaraları değişirken herkes birbirlerine WhatsApp numarası olup olmadığını soruyor. Facebook ile karşılaştırıldığında WhatsApp daha kişisel görülüyor. Katılımcılar, özel hayatlarındaki kişilerin WhatsApp numaralarını bildiklerini düşünüyorlar. Ancak Facebook hesabınız herkes tarafından bulunabilir ve bilinmeyen kişilerden mesaj alabilirsiniz deniyor. Öğrenciler genel olarak WhatsApp’ın kendilerini yüz yüze iletişimden uzaklaştırdığını kabul etmiyorlar. Aksine iletişimi geliştirdiğini ve WhatsApp’ın birbirleriyle iletişim kurma şeklini değiştirdiğine inanıyorlar. Bu araştırma, WhatsApp kullanımının popülerliğinin nedenlerini ortaya çıkarmak için yapılmıştır.

Yazarlar: Doç. Dr. Serra İnci ÇELEBİ, Prof. Dr. Remziye TERKAN

Sayfa No: 27-36

ÖZEL MÜZELERDE DİJİTAL HALKLA İLİŞKİLER ARAÇLARININ KULLANIMI1

15. yüzyılda temeli atılan müzeler ve günümüzde şehirlerin prestij yapıtları olarak kabul edilen, halkın eğitim seviyesinin yükselmesini sağlayan aynı zamanda bünyesinde barındığı eserleri koruyan/ saklayan/ sergileyen kurumlardır. Gelişen teknoloji ve iletişim çalışmaları günümüzde birçok kurumu etkilediği gibi müzelerin halkla ilişkiler çalışmalarını da etkilemiştir. Dijitalleşme sonucunda dijital halkla ilişkiler çalışmaları etkili olmuş ve bu uygulamalar müzelerde de kullanılmaya başlanmıştır. Araştırma kapsamında seçilen beş özel müzenin kurumsal web siteleri ve sosyal medya hesapları dijital halkla ilişkiler çalışmaları çerçevesinde içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırma sonucunda incelenen özel müzelerin çeşitli dijital halkla ilişkiler araçlarını kullanmakta olduğu, paylaşımlarını kamuyu bilgilendirme amaçlı tek yönlü yaptığı ve hedef kitle ile interaktif iletişim kuramadığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda özel müzelerin dijital halkla ilişkiler araçlarını kullanmakta yetersiz oldukları ortaya çıkmıştır. Müzeler dijital halkla ilişkiler araçlarından yararlanırken her hedef kitle için farklı içerikler üretmelidir. Bünyelerinde sosyal medya diline hakim olan halkla ilişkiler uygulayıcıları istihdam etmeli ve hedef kitleye ulaşacak aktif bağlantılar kullanmalıdır. Ayrıca dünyadaki örneklerde görüldüğü üzere müzeler, dijital ortamda sosyal medya dışında 360 derece gezinti ya da mobil uygulama gibi farklı araçlar da kullanarak hedef kitlesiyle olan iletişimi güçlendirmelidir.

Yazarlar: Öznur Sade

Sayfa No: 37-52

AVRUPA YÜKSEKÖĞRETİM ALANI PROJESİ DOĞRULTUSUNDA TÜRKİYE’DE İLETİŞİM EĞİTİMİNDEKİ NİCEL GELİŞMELERE BAKIŞ`

Türkiye’nin 2001 yılında dahil olduğu Avrupa Yükseköğretim Alanı projesi, yükseköğretim kuruluşlarından beklentileri ve çeşitli çalışmaları beraberinde getirmiştir. Süreç içinde ortaya çıkan hedeflerden birisi olan istihdam edilebilirliğin artışına yönelik olarak öğretim programlarında çeşitli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Kalite güvence sisteminin akreditasyon olarak belirlenmesini takiben, fakültelerin, ders kategorilerinde istenen kriterleri karşılamaları gerekli olmuştur. Yükseköğretimde kaliteyi arttırmak amacıyla her dalda olduğu gibi iletişim eğitiminde de yeniden yapılanma süreci başlatılmıştır. Türkiye’de iletişim yükseköğretimini ilk başlatan kuruluşlar olan İstanbul ve Ankara Üniversiteleri İletişim Fakülteleri, bünyelerinde kurulu olan Gazetecilik, Radyo, Televizyon, Sinema ile Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümlerinin öğretim programlarında yer verilen temel alan dersleri, alan dersleri, seçmeli dersler ve diğer olarak adlandırılan ders kategorilerinde anlamlı değişiklikler meydana getirmişlerdir. Kalite güvencesine nicel göstergeler odaklı olarak bakıldığında, Avrupa Yükseköğretim Alanı öncesi ve sonrasındaki iki akademik yılı karşılaştırarak, Fakültelerin her üç bölümündeki gelişme ya da değişimi analiz edebilmek mümkün olmaktadır. Avrupa Yükseköğretim Alanı, yükseköğretimde kalitenin artışına yönelik olarak yaptığı yeni önerilerinde, öğretim programlarının iyileştirilmesi, değerlendirme, hareketliliğin artması ve paydaşlar arası işbirliğine dikkat çekmiştir.

Yazarlar: Öğr. Gör. Aycan ERDENİR

Sayfa No: 53-62

MEDYA VE TOPLUMSAL BELLEK: TOPLUMSAL OLAYLARIN HATIRLANMASI ÇERÇEVESİNDE SOSYAL MEDYA VE GELENEKSEL MEDYANIN KARŞILAŞTIRILMASI

Bellek, yaşanmışlıkların çeşitli yollarla aktarılması sonucunda oluşur ve geçmişle bugünü bağlayan bir köprü işlevi görür. Bellek sadece aklımızda değil, içinde olduğumuz anda bulunmaktadır. Çünkü birey hatırladığıdır; hatırladığı şey ise toplumsal yaşamın bir parçasıdır. Toplum belleği geçmişten bugüne gelen kültürel ürünlerin aktarılması ile oluşur. Toplumsal belleğin oluşumunda medyanın da önemi yadsınamaz durumdadır. Medyanın geçmişin yeniden inşasındaki etkisi ve toplumsal belleği etkilemedeki rolü bu çalışmanın temel konusunu oluşturmuştur.

Yazarlar: Canan BOZKURT

Sayfa No: 63-82

TOPLUMSAL KRİZ DÖNEMLERİNDE SOSYAL MEDYADAKİ SİYASİ LİDER SÖYLEMLERİ: 2020 YILI KORONAVİRÜS SALGININDA TWITTER

lik meydana getirmiştir. Siyaset de bu değişikliklerin yaşandığı alanların başında gelmektedir. Siyasetçiler geleneksel medyanın yanı sıra yeni medya araçlarını da yoğun bir şekilde kullanmaya başlamış, bu durum ise siyaset yapma biçimlerini önemli ölçüde değiştirmiştir. Web 2.0 ile birlikte son yıllarda günlük hayatımızın önemli bir parçası haline gelen sosyal medya platformları siyasal iletişim kampanyaların da vazgeçilmez parçaları haline gelmişlerdir. Bu sosyal medya platformlarından Twitter, özellikle siyasetçiler için bir kamusal alan haline dönüşmüştür. İletişimin geleneksel medyanın tekelinden çıkıp sosyal medya platformlarına kayması sonucu siyasetçiler, zaman ve mekân kısıtlaması olmaksızın kendi içeriklerini üretip geniş kitlelerle bu içerikleri paylaşabilme imkânına sahip olmuşlardır. Siyasetçiler günümüzde başta Twitter olmak üzere tüm sosyal medya platformları üzerinden kendi kitleleriyle karşılıklı etkileşime dayalı bir iletişim kurabilmektedir. Buradan hareketle bu çalışmada, TBMM’de grubu bulunan beş siyasi parti liderinin Twitter üzerinden gerçekleştirdikleri söylemlerin bir toplumsal kriz olarak 2020 yılında karşımıza çıkan Koronavirüs salgını döneminde toplum üzerinde nasıl etki ettiği değerlendirilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, siyasi parti liderlerinin bir toplumsal krizde birlik ve beraberlik ruhu içerisinde hareket etmediklerini, krizini çözümü veya etkilerinin azaltılması için işbirliği yapmadıkları tespit edilmiştir. Araştırmada, siyasal aktörlerin, toplum sağlığını ilgilendiren böyle önemli bir sorun üzerinden bile polemik yaşadıkları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kriz, Toplumsal Kriz, Sosyal Medya, Siyasal İletişim, Koronav

Yazarlar: Bülent BİRİCİK

Sayfa No: 83-103

20 ARALIK 2021

Dergimizin web sitesi yayın hayatına başlamıştır